Nero Roma’yı Gerçekten Yaktı mı?

Meydana geldiği günden bu yana hakkında en çok spekülasyon yapılan felaketlerden biri hiç kuşkusuz Büyük Roma Yangını’dır. Roma İmparatoru Nero’nun hükümranlığı esnasında yaşanan bu olay hakkında neredeyse 2000 yıldır pek çok şey söylenmiş ancak yangının nasıl ve kim tarafından çıkarıldığı konusunda kesin bir sonuca varılamamıştır. Şarkılara, romanlara, şiirlere ve aşklara konu olmuş bu yangını acaba gerçekten Nero’mu çıkartmıştı yoksa kimi tarihçilerin söylediği gibi bu sadece bir kaza mıydı?   

Günümüz tarihlendirme metoduna göre MS. 64 yılının 18 Temmuz’u 19 Temmuz’a bağlayan gecesinde Roma’nın devasa oyun alanı Circus Maximus’un hemen arkasında nedeni bilinmeyen bir kıvılcım çakar. Sıcağın ve rüzgarın etkisiyle hızla büyüyen alevler bir anda Palatinus, hemen ardından da Caelianus Tepeleri’ni sarar. Roma’nın düzensiz yapılaşması ve rüzgara açık sokakları sebebiyle yangın diğer bölgelere de büyük bir hızla yayılır.

ROME MAKET

Yangın sırasında henüz 8-9 yaşlarında olan ve sonradan Roma’nın önemli tarihçileri arasına girecek Tacitus bu yangını “Bir anda yayıldı ve beş günden fazla sürdü.” diye anlatacaktır. Yine Tacitus’tan öğrendiğimize göre halk gittikçe büyüyen alevlerden kurtulabilmek için açık alanlar ve sokaklarda toplanır. Yangın sırasında Roma’nın üçte ikisinin yok olduğunu anlatan Tacitus bu durumun hırsız ve yağmacıların da iştahını kabarttığını ve bu kişilerin yangın söndürme çalışmalarını engellediklerini yazar.

Dönemin tarihçilerinden Yaşlı Plinius yangın hakkında bilgi veren diğer bir kaynaktır. Iosephus, Dio Chrysostom, Plutarkhos gibi dönemin diğer büyük tarihçileri nedendir bilinmez bu büyük felaketten eserlerinde bahsetmemişlerdi. Daha sonraki dönem tarihçilerinden Suetonius yangının 6 gün 7 gece; Domitius ise 9 gün sürdüğünü yazar. Aslında Tacitus’a göre de yangın 9 gün sürmüştür. İlk 6 gün sonunda tam yangın kontrol altına alınmışken birden tekrar şiddetlenir 3 gün daha devam eder. Bu esnada 800 yıllık Jupiter Stator Tapınağı, Vesta Rahibeleri Tapınağı ve tabii onların şehrin kuruluşundan beri hiç sönmeyen ocakları da dahil olmak üzere pek çok kutsal yapı yok olur. Bu ikinci alev dalgasının halk üzerindeki etkisi korkunçtur. Şehrin lanetlendiğini düşünmeye başlarlar. Bu esnada bir takım kişiler yangını Nero’nun kendi zevkine göre bir Roma inşa edebilmek için çıkardığı söylentisini yayarlar. İş öyle bir hale gelir ki Nero’nun yangın sırasında elinde liri ile Troyanın Yıkılışı’nı anlatan bir şarkıyı mutlulukla söylediği kulaktan kulağa yayılır.

nero-fiddling-as-rome-burns1Suetonius ve Cassius Dio, Nero’nun yangın sırasında bugün için elimizde sadece 10 dizesi kalmış bir epik destan olan Iliou Persis’i lir çalarak söylediğini yazarlar. Aynı yazarlar bu yangını çıkaranın da Nero olduğunu yazmışlardır. Tacitus ise Nero’nun bu yangını çıkarmış olmasının imkan dahilinde olmadığını çünkü o sırada bugünkü İtalya’da Lazio civarlarında bulunan Azio (Antium) şehrinde olduğunu söylemektedir. Nero, aynı zamanda doğduğu şehir olan Antium’daki tatilini bırakıp hemen Roma’ya dönmüştür. Bütün çabasına rağmen yangın Maecenas Bahçeleri’ne ve Nero’nun sarayı Domus Transitora’ya da sıçrar. Sarayın bir bölümü harap olur. Nero halkı korumak için sarayın bahçesini, Agrippa’nın yaptırmış olduğu kamu binalarını ve Mars Tapınağı’nın geniş ön alanını kullanıma açtırır. Açlık tehlikesine karşı ise komşu şehirlerden yiyecek getirtmiş ve temel besin maddelerinden mısırın fiyatını düşürtmüştür.

Bütün çabalarına rağmen Nero halk arasında yangını kendisinin çıkartmış olduğuna dair çıkan söylentinin yayılmasını engelleyememiştir. Özellikle eski bir kehanetin yeniden uyarlanarak “Ne zaman ki ana katili hüküm sürecek Roma’da / İşte O son verecek Aeneas’ın soyuna” (Cassius Dio) şeklinde söylenmeye başlaması annesi Agripinna’yı zehirlediğine inanılan Nero’nun Roma’yı da yakmış olabileceğine olan inancı artırmıştır.

Bütün bu olumsuz şartlar ve yangının sorumluluğunun üstüne kalması yüzünden Nero karşı atak olarak yangını Hıristiyanların çıkartmış olduğunu söyleyerek Hıristiyanları işkenceye tabi tutmuş ve suçu üstlenmelerini sağlamıştır. Hıristiyanlar o dönem yaşadıkları yoğun baskı karşısında kurtuluş ve teselli noktasında “Roma’nın ateşler içinde kalıp yok olacağına” dair bir kehanete inanıyorlardı. Nero açısından, bu inancın doğrulanması için bir takım Hıristiyan kundakçının şehri ateşe verdiği ve kehanetin gerçekleştiği yolundaki söylenti yararlı olmuştur. Böylelikle rahatça Hıristiyanları suçlamış ve suçu onların üzerine yıkmıştır.

Günümüz araştırmacılarının büyük bölümü Büyük Roma Yangını’nın inanılanın aksine Nero tarafından çıkartılmadığı görüşündedirler. Tacitus’un yazdıklarını temel alan bu görüş sahiplerinin dayanakları şunlardır:

  • Yangın Nero’nun kendi sarayı Domus Transitora’nın da bir bölümünü yakmıştır.
  •  Nero’nun yaptırmak istediği yeni sarayı Domus Aurea’nın inşa sahası yangının başladığı yerden neredeyse bir kilometre uzaktadır. Yeni saray için yer açmaya çalıştığı iddiası bu noktada geçersiz kalmaktadır.
  • Nero’nun halihazırda kullandığı sarayın dekorasyon ve mermerlerini beğenmediği için yakmaya çalıştığı iddiası da modern araştırmacılar tarafından çok gerçekçi bulunmamaktadır. Sonradan Nero’nun yaptırdığı saray Domus Aurea’nın dekorasyon ve resimlerinin neredeyse eski sarayla birebir aynı olması bu görüşü desteklemektedir.

ROMA COİN

Sonuç olarak yangına kim ya da kimlerin sebebiyet vermiş olabileceği; kazayla mı yoksa kundakçılık sonucu mu meydana geldiği gibi soruların net bir cevabı hala verilememiştir. Nero’dan sonraki dönemlerde de Roma aynı İstanbul gibi büyük yangınlara maruz kalmıştır. Çarpık yapılaşma, yangına müsait malzeme kullanımı gibi etkenler dolayısıyla yangın riski her dönem Roma’da var olmuştur. Bunlar göz önüne alındığında Nero’nun Roma’yı yakmış olabileceğine inanmak bir benzetme yapmak gerekirse 11 Eylül saldırılarının arkasında ABD kükümeti’nin olduğuna inanmakla eşdeğerdir. Tarihe, kişilere ve eylemlere bakışımız bu tip büyük bilmecelerin cevabını nasıl verdiğimizi de belirleyecektir.

O halde Nero Roma’yı yaktı mı yakmadı mı sorusunun cevabı nedir? Bizce hayır yakmamıştır ama yanmasından dolayı pek de üzülmemiş olsa gerektir…

Alp Ejder Kantoğlu

Bu yazı kısaltılmış olarak NTV Tarih Dergisi’nde yayınlanmıştır.

Yorum bırakın

Filed under AB URBE CONDITA

Yorum bırakın